Ruhsal problem yaşayan hastalara psikososyal destek hizmeti veren Çekirge Devlet Hastanesi’ne bağlı Hürriyet Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi’nde, hastalar resimden Türk sanat müziğine, dramadan el işine kadar çeşitli terapi yöntemleri kullanılarak tedavi ediliyor. Hastalara bireysel psikoeğitimlerin ve grup terapilerinin uygulandığı merkezde, aynı zamanda ailelerin de tedaviye aktif katılımları sağlanarak bu zorlu süreçte hastalığı daha iyi tanımaları konusunda psikososyal destekler veriliyor.
Merkezin işlevinin; ruhsal problemler yaşayan kişilerin bir taraftan medikal tedavi ve takiplerinin yakinen yürütülmesini sağlarken, diğer taraftan hayattan kopmalarına neden olan negatif belirtilerle mücadele etmek olduğunu ifade eden Hürriyet TRSM Sorumlu Hekimi Dr. Hatice Şahin, burada yaptıkları işin kısaca “ötelenmiş hayatlara umut olmaya çalışmak” olduğunu ifade etti.
Toplumda şizofreni hastalığı ile ilgili süregelen yanlış ve hatalı kanıların önüne geçmeye çalıştıklarını ifade eden Dr. Şahin, “Üniversitesini bitirip iş sahibi olmasını beklediğiniz veya evlilik çağına gelmiş çocuğunuzu düşünün. Bir anda bilmediğiniz bir ruhsal hastalığın belirtilerini yaşamaya başlıyor ve hayat durma noktasına geliyor. Sinirlilik, şüphecilik, ailesinden uzaklaşma vs belirtileriyle birlikte bu kişi eskisi kadar sosyal olamamakta, içe çekilmekte, kendisine öz bakım yapmakta zorlanmakta, işini yürütemez, organize edemez hale gelmekte, işlevselliğinde belirgin bir azalma, belirgin bir yeti yitimine sahip olmakta. İşte bizler burada onların yitirmiş oldukları yetilerini yeniden yapılandırmaya, tekrardan onarıp hayatın içine katmaya, yeniden sosyalleşmelerini, öz bakımlarını yapma becerilerini geliştirmelerini, kendilerini yeniden inşa etmeyi, özgüvenlerini geliştirmeyi, aile içi çatışmaları çözmeyi hedefliyoruz. Şizofreni hastalarının söylene geldiği gibi ‘tehlikeli oldukları', 'tedavisinin mümkün olmadığı ' şeklindeki söylemlerin önüne geçmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
‘BİRLİKTE UYUMLU BİR ŞEKİLDE ÇALIŞABİLİYORLAR’
Katılımcıların yapılan bireysel eğitimler ve grup eğitimleri ile kendilerine özgüvenlerini arttırdığını ve yeni yeteneklerini keşfettiklerini vurgulayan Dr. Şahin, “Örneğin burada gerçekleştirdiğimiz keman ve müzik dersi etkinliğinde hastalarımızın genellikle ben yapmam, şarkı söyleyemem, beceremem gibi cevapları vardı fakat gün geçtikçe artık hepsiyle şarkılar söyleyebilir hal geldik. Drama ve müzik çalışmalarımızda kursiyerlerimiz ile aramızda sıcak bir bağ oluştu. Her ders hemen hepsinde olumlu değişiklikler gördük. Grup olarak uyumlu çalışabilme kabiliyetlerini geliştirdiler. Resim ile terapi dersinde anlık ortaya çıkan resimlerin aslında resmi yapan hastanın karakteristik özelliklerini, gerçekleştiremediği bir hayalini ya da iç dünyasını yansıttığını gözlemliyoruz. Görsel sanat üretebilmek, verimli vakit geçirdiklerini hissetmeleri, iç dünyalarını özgürce ifade edebilmeleri ve emek verdikleri şeye değer verildiğini hissetmeleri, onay ve beğeni almalarının özgüvenlerini arttırıyor” şeklinde konuştu.
‘TEDAVİ EDİCİ BİR BAĞ OLUŞUYOR’
TRSM’ye gelen katılımcılar ile görevli ekip arasında terapötik bir bağ oluştuğunu vurgulayan Dr. Şahin, “Bu bağı ekip olarak bizler de hissediyoruz ve bu bağ onları tedavi edici olduğu kadar ekip için de motive edici. Katılımcılarımızda ki her türlü ilerleme, olumlu yönde gelişme bizleri mutlu ediyor. Aileleri dışında onlara destek olacak bir kurumun da olduğu düşüncesi, onların yanlarında olduğumuzu hissetmeleri, onları olumlu anlamda desteklememiz, ufak atılımlarında bile bir çocuğun ilk adımı gibi mutlu hissetmemizi sağlıyor ve bu bağı güçlendiriyor. Stres yaşadıklarında, ilaçlarını bırakmayı düşündüklerinde, aile içerisinde hastalığı tetikleyecek bir sorun yaşadıklarında ilk çalmak istedikleri kapı TRSM’ ler oluyor. Öyle bir zaman geliyor ki bu kişiler dış ortamda artık kendi aralarında planlar yapıp sosyalleşebiliyorlar, sinemaya gidiyorlar, toplu halde oyun oynamaya gidebiliyorlar. Tatillerde ortamı ve arkadaşlarını özler hale geliyorlar” dedi.
Son olarak şizofreni hastasına sahip ailelerin, hastalıktan korkmamaları gerektiğinin altını çizen Dr. Şahin, Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri’nden hem hastaların hem de ailelerin destek alabileceğini söyledi.